İstanbul’un fethi diğer İslâm beldelerinde olduğu gibi Benî Ahmer Emirliği’nde de büyük bir sevinçle karşılanmıştı. Nitekim 1487’de Emîr Ebû Abdullah, Osmanlı Padişahı II. Bayezid’e bir elçi göndererek şehirlerini teker teker ele geçiren Fernando-İzabella çiftine karşı yardım istedi. Fakat II. Bayezid bu sırada bir taraftan kardeşi Cem’le, diğer taraftan Memlükler’le meşgul olduğu için istenilen yardımı yollayamadı. Gırnata’nın düşmesinden on yıl sonra 1502 de tekrar elçi gönderilmesi üzerine II. Bayezid meşhur denizci Kemal Reis kumandasında bir donanmayı Akdeniz’e gönderdi.
Kemal Reis İspanya kıyılarını vurduktan sonra bir grup Endülüs müslümanını kurtararak Kuzey Afrika’ya ve İstanbul’a taşınmalarını sağladı. Kanûnî Sultan Süleyman devrinde , II. Selim devrinde de endülüs e yardımlar yapılmaya çalışıldıysa da İspanyollar, 1609-1614 yılları arasında müslümanların hemen hemen tamamını Endülüs’ten uzaklaştırdılar. O sırada Osmanlı tahtında bulunan I. Ahmed, hem Avusturya hem de İran seferleriyle uğraşması ve donanmanın yeterince güçlü olmaması sebepleriyle İspanya’ya karşı harekete geçemedi. Bununla beraber padişah Fas, İngiltere, Fransa ve Venedik gibi devletlere elçiler göndererek Osmanlı Devleti’ne sığınmak isteyen Endülüs müslümanlarına yardımcı olunmasını istedi ve bu sayede birçok Endülüslü Kuzey Afrika’daki Osmanlı topraklarına ve İstanbul’a ulaşabildi.
Moriskolar, 1500'lerde Endülüs tamamen yok edildikten sonra müslümanların ve yahudilerin iber yarımadasından sürülmesi üzerine vatanları İspanya ve Portekiz den ayrılmamak için Hıristiyanlığa dönen Müslümanlardır. Daha sonraları bu unvan, Katolik olarak bilinen fakat gizlice Müslümanlığı yaşamaya devam ettiğinden şüphelenilenlere karşı kötüleyici bir anlamda kullanılmaya başlandı. 1609-1614 süresince şüphelenilen bütün Moriskolar İberya'dan sürgün edildi.
Moriskoların sürgün dönemindeki nüfusları belirsizdir. Tehcir fermanlarına dayanılarak yapılan tahminler 275000 kişi civarındadır. Daha güncel araştırmalar sonucunda 1500’lerin başında İspanya’da bir milyon civarında Morisko var olduğuna işaret ediyor. Moriskolar tek tip bir kimliğe mensup bir topluluk olmanın aksine, İslam ortak kimliğini taşıyan değişik gruplara verilen bir genel isimdi.Gırnata, İber yarımadasındaki son Müslüman devletti.
1400’lerin sonlarında bu ülkenin nüfusunun çoğunluğu Müslümandı ve aynı zamanda yarımadada en yoğun Morisko nüfusunun olduğu yerdi.İspanyollaşma asimilasyonunun en az yaşandığı yer olan bu bölgede halk akıcı Arapça konuşurdu. 1492’deki fethin ardından Katolikler tarafından Mağrib kültürü yasaklanana kadar bu devletin halkı İslami öğretileri de iyi biliyordu. İslami Endülüs’e has olan giyim, mutfak, beslenme, sosyal etkinlikler en belirgin bir biçimde bu bölgede yaşanıyordu. 1568-71 yıllarında Katolik baskısına karşı gerçekleştirilen İkinci Morisko Ayaklanması'ndan sonra Gırnatalı Moriskolar, Kastilya’nın Ekstremadura’nın ve Endülüs’ün değişik yerlerine sürüldüler.(Wikipedia)