6 Nisan Pazartesi Tarifa-Cebeli Tarık-Marbella
Artık seyahatimizin son gününe gelmiştik. Kahvaltıdan sonra bavullarımızı toplayarak otelden ayrıldık. Bu kez organizatörlerimiz yer değişmiş ve Mehmet Sılay bizim otobüsteydi. Kendisinden güzel türküler, fıkralar dinledik. Hatta Türkçe söz yazılmış orjinali burayla ilgili arapça ve türkçe karışık bir şarkıda dinledik. Tahminen bir saatlik bir yolculuktan sonra Tarifa ya geldik.
Limanın kıyısında otobüsten inip yarım saatlik kısa bir şehir turu yaptık. İspanya ya daha Tarık bin Ziyad dan 1 yıl önce 500 kişilik keşif grubuyla çıkarma yapan TARİF BİN MALİK in adından dolayı Tarifa dendiğini öğrendik bu şehre.Kalesinde ve daracık sokaklarında dolaştık.Bir kafede kahve içtik.
Geriye dönüşte bu kez Cebeli Tarık a uğradık. Tarık bin ZİYAD ın gemileri yaktığı sahilde,tarık kayasının önünde fotoğraflar çektik.Şiddetli rüzgarın azizliğinden fazla vakit geçiremedik.
Bu kahramanların aziz ruhlarına fatihalar gönderdik. Burada bir şey daha öğrendik.İngilizlere ait,sadece İngiliz vizesiyle girilebilen,boğazı kontrol eden Tarık kayasının yanında bir şehrin varlığı hepimizi şaşırttı.Yol üzerinde giriş yapabilmek için sıra bekleyen uzun araç kuyruğunun yanından geçtik.İngiliz hala İngilizliğini sürdürüyor demek diye düşündük.
Marbella ya gelmeden ikindi namazları için Kral Fahd ın yazlığının yanına yaptırdığı Camii yegeliyoruz.Daha önce de bahsetmiştik Malaga ve özellikle Marbella İspanyanın,avrupanın hatta Doğunun daha doğrusu dünyanın bütün zenginlerinin villalarının bulunduğu bir tatil beldesi.
İşte Suud kralı da buraya bir yazlık yaptırmış,yanınada çok büyük olmasa da herkese açık bir camii yaptırmayı başarmış.Başarmış diyorum bunun iznini almak için epey para ve emek harcadığını düşünüyoruz.
İkindiden sonra Marbella nın merkezine geliyoruz. Uzun bir serbest zaman veriliyor. Önce bayağı büyükce bir alış veriş merkezine gidiyoruz. Burada küçük birkaç hediyelik almak için epey bir zaman geçiriyoruz. Kafesinde dinlenmek için kahve içiyoruz.Daha sonra sahile indik.Sahil botunca irili ufaklı yüzlerce yat.Dünya markalarının neredeyse hepsine ait dükkanlar.Araçlar dikkatimiz çekiyor.Gezdiğimiz diğer şehirlerde çok fazla lüks araç görmemiştik.Ne çok lüks,ne de hurda benzeri araç görmedik diyebiliriz.Ama burda Ferrariler den tutunda Range Roverler v.s adeta sıradan olmuş.
Nihayet akşam yaklaştı. Buluşma yerinde bütün grup yorgun vaziyette otobüsün gelmesini bekledik.Nihayet Malaga havaalanına doğru yola çıktık. Fuengirola da otelimize son kez selam verdik. Çünkü 5 gündür bizimle olan rehberimiz İnanç bey arabasını alacak ve bizden ayrılacak. O da oturduğu şehir Granada ya gidecek. Bir duygusal an daha yaşadık. el sallayarak ayrıldık. Havaalanına vardığımızda daha uçağımızın uçuş saatine 3 saat gibi bir zaman vardı.Sohbetlerle vakit geçirdik.Grubun diğer üyelerinden bir kısmı ,havaalanındaki tenhalıktan yararlanarak, kapalı bir kafenin masalarını birleştirerek,bir de ısıtıcıda su kaynatıp ellerinde kalan son sallama çaylarımızdan çay yapmışlar,kalan bütün nevaleleri sermişler, bir güzel keyif yapmışlar.Hemşerimiz Nevzat bey dayanamamış gelip bize de haber verdi.bizde istifade ettik arkadaşların bu pikniğinden.Malaga havaalanı herhalde tarihinde böyle bir güzellik yaşamamıştır.
Nihayet uçak tam saatinde kalktı. İlginç bir pilot vardı.Anons yaparken çok sempatik ,rahatlatıcı ifadeler kullandı. Hostesleri tek tek tanıttı. İlk kez böyle bir pilota rastladığımı söyleyebilirim.
İstanbul Sabiha Gökçen’de Konya uçağına yetişeceğiz diye bayağı bir sıkıntı çektiysek de hayırlısıyla öğle olmadan evimizdeydik.
EBUZERAN
( 6 ) yeniden
ey aşk için bir şafak uğruna bekleyenler
ey uçurum ucuna kalbini ekleyenler
şimdi bize bir özlem gırnata’ya can düşer
şimdi hayat her yerde bir kelebek ölüsü
ne yapsak hep bir kaçış her yerde ayrı mahşer
arıyoruz her yerde muhteşem endülüsü
ey bütün kapıları açarak gelen hayat
ey bütün zamanlardan geçerek gelen hayat
serilsin yollarına şimdi bütün akdeniz
ey sonsuz ırmaklardan içerek gelen hayat
gelsin yine yollara çıksın tarık bin ziyad
ey uçsuz bucaksız aşk ey diriliş ey cihad
ve yeniden geçilsin uçsuz bucaksız deniz
ufuk leyla ve mecnun ufuk şirin ve ferhad
gelsin serilsin ufka yeniden sonsuz sabah
la galibe illallah la galibe illallah
çiz ve bitir ey hattat
bir gün duracak saat
gitsen de bucak bucak yok bu göklerin dibi
aşka köle olmakmış asıl büyük saltanat
ey aklın öteleri ey muhiddin arabi
and olsun kitaba
bu şafak cennet olsun
ey sonsuz ey başlangıcı olmayan ilk
meyveye dursun tuba
aşk olsun kurtuba
karışsın aşka kemik
karışsın aşka urba
ey bütün zamanların çıldırtan gözyaşları
şimdi bir tek damlanla tufandır yüreğimiz
şimdi kıyam
şimdi aşk yalnızca bizi saran
şimdi secdedeyiz
şimdi duada tüm ebuzeran
yeniden yakalım gemileri benliği
birazdan güneşe doğru çıkar gideriz
ey yanan tenlerimiz
ey aşkın serinliği
“ey iman edenler iman ediniz”
Sıtkı CANEY