Müslüman Araplar tarafından fethi

MS 224’de Sasani İmparatorluğu kurulur. 
 
Sasani dönemi, İran tarihinin en etkili dönemlerinden biridir. Antik Pers kültürü bu dönemde doruk noktasına ulaşır ve daha sonra gelecek olan İslam anlayışı üzerine son derece büyük etkileri olur. (Mariott 2014: 36)
 
Romalılar onlardan korkmaktadırlar.
 
 
Tarihçi Cassius Dio şunları yazar (Vikipedi…):
“Bu bizim için büyük bir korku kaynağı idi. Doğudaki lejyonlarımız için Sasani Krallığı o kadar ürkütücüydü ki çok azı onlarla savaşmak istiyor, geri kalanlar ise savaşma konusunda tamamen isteksiz davranıyordu.”  
 
5. İran’ın Müslüman Araplar Tarafından Fethi
İranlılar Antik Pers dini olan Zerdüştlük’e inanıyorlardı.  
Zerdüştlük, 7. yüzyıla (yani İslamiyetin kabulüne) kadar İran imparatorluklarının devlet dini olmuştur. İran birliğinin sağlamlaştırılmasında önemli rol oynar. Zerdüştlüğün kutsal kitabı olan Avesta dönemde kaleme alınır.
Zerdüşt’ün MÖ 3.500’de doğduğu ve kendisine 30 yaşında peygamberlik verildiği kabul edilir. (Demirburak 2014: 63)  
Üç temel ilkesi vardır:
-İyilik düşün,
-İyilik söyle,
-İyilik yap.  
“Mecusilik” adı da verilen bu dinde ateşin kötülükleri yokettiğine inanılmaktadır. Bu yüzden ateş kutsal sayılmıştır. Ateş yakılan, içinde ibadet edilen tapınaklara “ateşgede” adı verilmekte idi. Her yılın 24 Mayıs’ında dünyadaki tüm Zerdüştler Yezd’deki Ateşgede Tapınağı’nda buluşurlar. Hac yaparlar. Zerdüştler ateşe tapmazlar ama ateşi kutsal kabul ederler. 1 Zerdüştlük dini tek tanrılı bir dindir.
Hindistan’da da Zerdüştler var. Tata arabalarının ve Taj otellerinin sahibi bir zerdüşttür. (Demirburak 2014: 64)



MS 630’larda başlayan Müslüman Arap akınları Sasani egemenliğine 651 yılında son vermiş ve İslamiyet’i İran’da yaymıştır. Zerdüştlük inancı da güç kaybetmeye başlar.
Zerdüştlük dininde geçerli olan;
-Ölümdem sonraki hayat,  
-Kıyamet,  
-Nihai yargılama gibi argümanlar  
Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam dinleri üzerinde önemli bir etki yaratmıştır. (Mariott 2014: 34)
Hz. Ömer (634-644) Suriye’yi Doğu Romalılardan alır. Ardından Irak’ı, İran’ı alır.
İran daha sonra bir başka İslam devleti olan Emevilerin egemenliği altına girer.  
Sonra Abbasi egemenliği. Abbasi halifeleri, vezirlerini çokça İranlılardan seçiyorlar, İranlı valilere de önemli ölçüde yerel otonomi hakkı tanıyorlardı.
 

 

6. Taht Kavgaları ve Sünni-Şii Ayrışması
 
656’da Peygamberin amcasının oğlu ve damadı Hz. Ali halifeliğe getirildi. Ali, Peygamber ailesinin iki kolundan biri olan Haşimilerdendi.  Ali’nin halife seçilmesi; Emevi ailesi ve Hz. Muhammed’in eşi Hz. Ayşe gibi çevrelerin muhalefeti ile karşılaştı. Emeviler ellerinde bulunan makamları kaybetmek istemiyorlardı.  
 
Cemel Vak’ası (Deve Olayı)2 ile Hz. Ayşe’nin muhalefeti bastırıldı. Ayşe esir alındı. Emevi muhalefetinin lideri Şam valisi Muaviye üzerine bir sefer düzenlendi. Yenileceğini anlayan Muaviye askerlerinin mızraklarına Kur’an sayfalarını taktırdı. Bunu gören Hz. Ali’nin ordusu savaşı bıraktı.
Sorunun hakemler tarafından çözülmesi için görüşmeler başladı. Hile yapılarak Hz. Ali’nin halifeliği Muaviye’ye verilmeye çalışıldı.  
 
 
Bu şekilde İslam toplumunda ilk iç savaş da başlamış oldu. Bu iki aile arasındaki siyasal anlaşmazlık Müslüman cemaatini bugünde “Şii- Sünni” diye devam eden iki ayrı mezhebe böldü.  
 
Ali camide ibadet ettiği sırada hançerlendi ardından oğlu Hüseyin şehit edildi. Sünni hakimiyeti Emevi Devleti ile devam etti.