Mistik bir medeniyetin beşiği olan Hindistan’ı görmeyi, kültür seyahati olarak istiyorduk. Hindistan 10 dan fazla dilin konuşulduğu haşa 100'den fazla tanrının inanç olarak var olduğu, Hinduların, Budistlerin, Sihlerin, Müslümanların, az sayıda Hristiyanın birlikte yaşadığı her an gariplilikler sürprizlerine hazır olunması gereken bir ülke...
Tüm bunlardan dolayı batılılar Hindistan’a “ inanılmaz Hindistan – muhteşem Hindistan” diyorlar. Hint insanı topyekûn hayata pozitif bakıyor, mutluluğun temelini arzulardan arınmak olduğuna inanmışlar. Birden fazla reenkarnasyona (dünyaya yeniden gelmeye inanmak) inanıyorlar.
Ölümü arınmadan bekleyen binlerce insan var. Arınıp ölecekler, tekrar dirilip daha iyi bir insan olarak dünyaya gelip, tekrar arınıp kemal noktasında bir arınmaya kadar reenkarne olacaklar ve bir daha dünyaya gelmeyecekler.
Temel inanç kısaca bu. Birbirleriyle kavga etmiyorlar, avukat levhası görmedik desek yalan olmaz. Trafik bir keşmekeş, kural yok, herkes korna çalıyor, hatta arabaların arkasında korna çalıp ikaz edin uyarılarıyla korna çalmak teşvik bile ediliyor. Tüm bu kuralsız karmakarışık trafiğe rağmen insanlar birbirlerine saygılı ve trafik kazası yok denilse yalan olmaz. Hayattan bir razı oluş, az ile yetinme ve teslimiyet duygusu içinde 10 binlerce hintli oluşan bu iklimle mutlular. Hindistan’ın sosyal hayatıyla ilgili bunlar söylenebilir ve doğru gözlemlerimizdir.
Konya'dan Hasip Şenalp, Ahmet Özer, Sefa Coşkun, Noter Ali Can, Nuri Odacı Konya havalanında buluştuğumuzda Dr.Cenap Şirin ve eşinin de yol arkadaşımız olduklarını gördük. İstanbul'dan katılımla toplam 21 kişi olmuştuk. Gezi boyunca bize eşlik edecek seyahatimiz boyunca gördük ki, gerçekten iyi bir rehberlik yapacak olan Mustafa İsmet Saraç bizi bekliyordu.
Yazan: Sefa Coşkun Editör: Ali Can avsefacoskun@hotmail.com alican93@hotmail.com