11 - TAC MAHAL

11 - TAC MAHAL
  • 2012-05-03

Duvarın iç kısmına, birinci kısım bahçeye nazır yapılmış yapılar vardı, bunlar TAC MAHAL’in yapımında çalışan işçilere ait binalarmış. Bu bahçeyi geçince, yine kumtaşından mamul devasa süslü bir taç kapıya geliyoruz. Bülend Dervaze kapısını andıran büyük bir kapı burası, arkasında TAC MAHAL var. Kapının yanlarında zarif kuleler ve üzerinde 11 adet kubbe var, karşı kapıda da bulunan 11 kubbe toplamı Tac mahal’in 22 yılda yapıldığına işaret imiş.     Bu kapıdan geçtik ve… karşımızda muhteşem TAC MAHAL.. Simetriyi tam ortadan ayıran meşhur orta havuzu, arkasında 1 metre kadar tiyatro sahnesi gibi mermerden bir seyir platformunu ve gerisinde tüm ihtişamı ile duran TAC MAHAL’i seyre koyulduk. Hemen fotoğraf makinelerimize sarılıp bol miktarda resim çektik. Sonra Tac Mahal’in içine girmek üzere yürüdük, ikindi vaktiydi, içeri girmek isteyenlerin oluşturduğu uzunca kuyruğa girdik ve yavaş yavaş ilerledik. Bir yanımızda Tac mahal, bir yanımızda cami, arka tarafı ise Yamuna nehri.. Nehir, Ganj’a karıştığı için kutsal sayılmakta ve kıyılarında ghat ve krematoryumlar bulunmakta imiş. Yanı başımızda yükselen Tac Mahalin minareye benzer zarif kulesi, derken ziyaretçi kuyruğu ilerliyor, Tac Mahal’in yanından içeri girmek için yürüyoruz, yine Pietra Dura ile yazılmış zarif hüsn-i hatlar, çiçek ve geometrik şekillerden oluşan muhteşem süslemeler serâpâ yükseliyor. Beyaz mermerden oluşturulmuş dış cephede kullanılan kabartmalar, süslemeler muhteşem..  
 
  

İçeri giriyoruz, sekizgen plan üzerinde yükselen ana yapının üzerini beyaz mermerden büyük kubbe örtüyordu. Yine sekizgen beyaz mermerin gergef gergef oyularak işlendiği, içeriyi seyre imkân verecek şekilde kafes biçiminde yapılmış, iki sandukayı çepeçevre kuşatan 2 metre yüksekliğindeki bölüm. Sandukaların bulunduğu yere girmek için revaklı zarif kapısı vardır. Tabii ziyaretçiler içeriye giremiyorlar. Gerek ana gövdenin iç duvarları tavana ve kubbeye kadar gerekse iç bölme mermer işlemesi ile Pietra Dura sanatının zirvesi sayılan güzellikte süslemeler ile dolu..

  

İçerdeki turumuzu tamamlayıp çıkışa tahsis edilen kapıdan, koridorlardan geçerek çıktık. Tac Mahal’in iki yanında kum taşından yapılmış, birisi cami diğeri misafirhane olan simetrik iki yapı var. Cami faal değil, sadece ziyarete açık, Cuma günleri sadece ezan okunuyormuş.   

  

Dünya kültür mirasının gözde eseri olan TAC MAHAL, aşk uğruna vücuda getirilmiş yeryüzündeki en görkemli eser. Babür Hanedanından ŞAH CİHAN’ın büyük bir aşk ile sevdiği, 14. çocuğunu dünyaya getirirken hayatını kaybeden, İran Safevi hanedanı’na mensup eşi MÜMTAZ BANU için yapımına başladığı (oğlu EVRENGZİP’in ikmal ettiği) zarif yapı.. Yapımına 1632 de başlanan, inşasında 20 bin işçi, bin fil kullanılan, 3 bin metrelik yatay platformlar üzerinden mermerlerinin sürülerek çıkarıldığı yaklaşık 22 yılda bitirilen Tac Mahal’in inşasında mimar Sinan’ın talebeleri de mimar olarak emek vermişler. Batılılar Taç Mahal’in ihtişamını anlatmak için şu çarpıcı sözü söylüyorlar. “ İnsanlar ikiye ayrılır, Tac Mahali görenler ve görmeyenler ”..


Tac Mahal çıkışında küçük bir mağazada 8850 metre yükseklikten nimayalardan toplanan, şifalı otlardan mamul güzellik ve gençlik veren krem ve müstahzarlar tüm grup alıyor ve dükkân, neredeyse boşalıyor. Faydasını gördünüz mü derseniz, doğal ilaçlar olması cezp ediyor insanları deriz.
Gezinin en önemli durağını böylece tamamladıktan sonra Tac Mahal’in bulunduğu AGRA’dan da DELHİ’ye gitmek üzere ayrılıyoruz.    

 

Yazan: Sefa Coşkun                                                 Editör: Ali Can                           
avsefacoskun@hotmail.com                                  alican93@hotmail.com